.

.

Ali Kara

E-posta Yazdır PDF

ÖNEMLİ AÇIKLAMA

 Allahın selamı üzerinize olsun....

Muhterem kardeşlerimiz! Son günlerde gelişen olaylar, bir takım yanlış anlaşılmalar ve beklentiler, ummadığımız mecrada seyretmekte ve bir çok husus son sürat gündenden geçip unutularak yeni yeni olaylar zuhura gelerek insanoğlu eften püften şeylerle meşgul edilmekte.

Bizler Allaha kul olmak için yaratılmışız, ayeti kerime bunu açıkça ifade etmektedir:

"Ben, insanları ve cinleri, ancak bana kulluk etsinler için yarattım."

O halde tabiri caizse ibadet makinası olması lazım gelen şu insanoğlu, maalesef gayesinin dışında bir çok boş ve zararlı şeylerle ömrünü niçin tüketir. Üç kuruşluk zevk için hayat sermayesini niçin heba eder??? Bunu anlamak zor, ancak Allahu teala ve Resulullah s.a.v Efendimiz haber verdiği için anlıyoruz....

Asıl sözümüze gelirsek; ilmi yani ehli sünnet üzere elzem olan ilimleri (Tefsir, hadis, fıkıh, akaid ve tasavvuf) canlandırmak, tatbik edip tebliğ etmek, böylece sünneti seniyyeyi ihya ederek Rabbimizin ve dostlarının rızasını kazanmak en büyük gayemiz olmalıdır. Bu yolda bütün imkanları seferber ederek önemli hizmetleri ifa etmeliyiz. Ulaşamayacağımız hayallerle vakti öldürmeyelim, siyasi polemiklerle ömrümüzü lak lak ile geçirmeyelim.

"Kişinin islamının güzelliğindendir, malayani (fazdasız şeyleri) terk etmesi." Hadisi şerifi meseleyi çok güzel beyan eder.

"İnsanoğlu iki şeyde aldanmıştır. Boş vakit ve sıhhat." Bu hadisi şerif te eldeki nimetlerin kıymetini bilmemiz ve gereği gibi şükretmemiz lazım geldiğini bize tenbih eder.

İlmi yüceltmek yolunda desteklerinizi ve ciddi gayretlerinizi bekliyoruz....

"İlim rütbesi, rütbelerin en yücesidir." Hadisi şerifi düsturumuz olsun....

 Selam ve dua ile .... Ali Kara 

E-posta Yazdır PDF

TALU HOCANIN AÇIKLAMASI

Bu gün (25 mart 2011) flaş tv deki açık oturumda yapılan açıklamaları dinledik.

Talu hocamıza veya başka hoca efendilere karşı bir kusur işlemişsek özür dileriz, helallık isteriz.  Ancak bizim adımıza internet sayfalarında yazılıp işi karıştırmaya yönelik art niyetli kişilerin yazılarını kaldrımalarını ve helallık istemelerini de acilen tavsiye ederiz.

Şahsi kanaatlerimiz kendimizde kalsın, başkası hakkında yorum yapmak üzerimize vazife değil, kendi ayıplarımızla meşgul olup halimizi ıslah etmeliyiz.

Ehli sünnetin yayılmasına gereken önemi vererek hayırlı hizmetlerde yek vucud olarak Efendi Hazretlerimizin k.s. yolunda hizmette daim olalım..... Selam ve hürmetlerimizle....

Ali Kara 

E-posta Yazdır PDF

CİHAD HERKESİN İŞİ DEĞİLMİŞ....

CİHAD İÇİN SABI VE TAKVA GEREKLİDİR

 

إِذْ هَمَّتْ طَائِفَتَانِ مِنْكُمْ أَنْ تَفْشَلا وَاللَّهُ وَلِيُّهُمَا وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ(122)

 

 

وَلَقَدْ نَصَرَكُمُ اللَّهُ بِبَدْرٍ وَأَنْتُمْ أَذِلَّةٌ فَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ(123)

 

Ayeti kerimede Allahu Teala şöyle buyuruyor:

 

“Hatırla şu vakti ki içinizden iki taife, korkmayı kasdetmişti de Allah onların velisidir. Mü’minler ancak Allaha güvensinler.”  (Âli İmran: 122)

 

“Muhakkak Allah size Bedir’de yardım etmişti, halbuki siz çok zelil (güçsüz) idiniz. Allah’tna korkun, belki şükredersiniz.”  (Âli İmran: 123)

 

Allahu Teala mü’minleri küfür ve nifak ehlinden olan kişilerden gizli dostlar edinmekten sakındırdı, müminlere haber verdi ki sabredip takva üzere olurlarsa, düşmanların hilesinin asla kendilerine hiçbir zarar vermeyeceğini bildirdi.

Bundan sonra iki yerden bahsettiki oralardan birinde sabretmediler ve takva üzere sakınmadılar, neticede kendilerine hezimet geldi. O yer Uhud savaşıydı.

İkinci yerde sabrettiler ve takva üzere oldular, kendilerine yardım olundu ve düşmanlarını hezimete uğrattılar. Bu yer Bedir savaşıdır.

Bunun üzerine Allahu Teala buyurdu: “Ey Muhammed! Hatırla şu vakti ki mü’minleri savaş için mevzilerine yerleştirmek üzere sabah vakti evinden çıkmıştın…” 

 

“Allah, niyetlerinizi sözlerinizi ve bütün hallerinizi işitir ve bilir.”

 

Bu olayda Beni Seleme ve Beni Harise savaş meydanından dönmeyi kasdetmişti. Allahu Teala onları korumasaydı, sebat vermeseydi elbette geri döneceklerdi. Allah, mü’minlerin velisidir.

Onlara korku gelmişti, münafıkların ve şeytanın vesvesesiyle dönüp Resulullahı s.a.v yardımsız bırakacaklardı. Allahu Teala onlara sebat verdi, kuvveyi maneviyesiyle destekledi ve geri dönmediler.  Bu iki taife Allahu teala ya gövenerek savaşa katıldılar,  şerli ve veballi bir işi işlemekten korunmuş oldular. Zira savaş meydanından kaçmak büyük günahtır.

 Allahu Teala bütün mü’minlere sebat ve istikamet versin. Kolay mücahidlik davasından muhafaza ederek sünneti ihya ile kendi yolunda mal ile, nefis ve düşman ile cihadı en mükemmel şekilde ifaya bizleri muvaffak eylesin.

 

 

 

 

 

 

E-posta Yazdır PDF

MAHMUD EFENDİ HAZRETLERİNİ K.S. İSTİSMARA FIRSAT VERMEYELİM.....

Kıymetli Mürşidimiz Mahmud Efendi Hazretleri k.s. adına siyasetçilere peşkeş çekenler yine türemeye başladılar, ancak bu sefer imkan bulamayacaklar zira biz de işin vahametini dilimiz döndüğünce açıklamaya gayret edeceğiz, istismarcılara fırsat vermeyelim, bu zatın tertemiz yolunu pis menfaat şebekelerine alet etmelerine fırsat vermeyelim.

Aşağıdaki yazıyı ,  istismarın başladığını bildirdiği için sitemize aldık:::::  Karadeniz bölgesindeki bazı hanım hocalar şimdiden oy avına çıkmışlar::::

<<<Çünkü Mahmut Efendinin dünya görüşü bellidir. Hakk’ın emirlerini hafife alan, aile yapısını tarumar eden düzenlemeler yapan, men edilen fiilleri bir nevi meşrulaştıran siyasilerden daima uzak durmuştur. Hele hele siyaseten de olsa Allah’ın emirlerinden ziyade, nehyedilenleri gündem konusu yapanlara da asla ve hiçbir zaman bildiğimiz kadarıyla iltifat etmemiştir.

Dolayısıyla Hoca Efendinin hocasıymış gibi bir görüntüyle etrafta bu tür söylemlerle dolaşanlara asla iltifat edilmemeli, hatta bu nevi kişilerden yetki belgesi sorulmalıdır. Böyle bir yetkisi olmayanların mutlaka dışlanması, ihvan olma şuurunun gereğidir. Meşrep gereği emir dışı hareket edenler yalana dolana sarılmakta ve tabana tesir etmeye çalışmaktadırlar. Böylece ‘kara’yı ak diye tanıtmaya çalışmaktadırlar. Hiyerarşik kopuş içinde bulunan bu nevi hoca veya hoca hanımlar kendilerinde güç vehmi içindedirler. Oysa bunlar devede kulak mesabesinde bile değildir. Zira üslupları, hareket tarzları meşrep dışı ve tamamıyla enaniyet kokmaktadır.

Diğer taraftan siyaset dışı bir alanda bulunan Mahmut Efendiyi siyasi alana çekmeye ve onu gıyabında kullanmaya çalışanların insanlıkla, Müslümanlıkla ve bilhassa ihvanlıkla alakası olamaz. Bunu herkes çok iyi bilmelidir. Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz. Yaptığı bir gün ayağına dolanıverir. Çünkü Allah dostunun gönlünden düşenin akıbeti bellidir.

Çünkü bu gibi insanlar, bir nevi sürüye kurt getiren insanlardır. Nasıl ki bölük, tabur, alay mensubu birisinin, bölük komutanı, tabur komutanı veya alay komutanının haberi dışında yapma gibi bir yetkisi yoksa bunun gibi Hoca Efendinin iradesi hilafına siyaset konuşan bir müntesip hoca veya hoca hanımın da yetkisi olamaz. Konuşursa da kendi adına konuşmuş olur.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, Mahmut Efendi gibi Hak ve hakikat mücahidi bir âlimi istismar ederek, bir takım siyasi istikametlendirmeler yapmak ve yaptıklarının da Efendinin müsaadesi dâhilinde bulunduğunu söylemek en büyük buhtandır, yalandır, istismardır, maddi menfaatlere yöneliktir. >>>

Pazartesi, 21 Mart 2011 13:14 tarihinde güncellendi
E-posta Yazdır PDF

EFENDİ HAZRETLERİNDEN TAZİYE

 

Mahmud Ustaosmanoğlu k.s.

 

İsmailağa Cemaati önderi Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi'den Erbakan Hoca'nın vefatına ilişkin anlamlı mesaj..

Mahmut Efendi'nin o anlam dolu mesajı;

"Her canlı ölümü tadacaktır" buyuran Allâh-u Te‛âlâ'ya sonsuz hamd-ü senâlardan, "Başınıza bir musîbet gelince benim vefâtımın musîbetini hatırlayın,zira musîbetlerin en büyüğü odur" buyuran Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimize ve başlarına bir musîbet geldiğinde: "Şüphesiz biz Allâh'ın mülküyüz ve ancak O'na dönücüleriz" diyerek istircâda bulunan âl-i eshâbına sınırsız salât-ü selamlardan sonra!

Çok sevip değer verdiğim, ulemâya ve meşâyıha son derece tâzimde bulunduğunu müşâhede ettiğim, Ehl-i Sünnet îtikadı ve fıkhı üzere istikamet içerisinde hassâten Nakşî tarîkatine bağlı kalma şerefiyle ömür sürmayesini rızâ-i Bârî ve tahsîl-i me'âlî uğrunda vakfettiğine şâhitlik ettiğim, İslam âlemine, özellikle vatanına milletine fedâkarâne gayretler içerisinde son anlarına kadar hizmet ettiğinden şüphe etmediğim merhûm ve mağfûr el-muhtacilâ rahmeti Rabbihi'l-Ğafûr Necmeddin Erbakan kardeşimin vefat haberi bizleri derin bir teessüre sevk etmiş bulunmaktadır.

Allâh-u Zü'l-Celâl ve'l-Kemâl dînimize ve vatanımıza yaptığı bu gayretli ve ihlaslı hizmetlerine mukabil kendisine kabrinde yevmen fe yevmen müzdâd olacak istirahatler,mahşere sevkinde bütün korkularını izâle edecek bişâretler ve akîbetinde cennât-i 'âliyatta yüksek dereceler ihsân eylesin. Geride bıraktığı keder dîde âilesine, ahbâbına ve etbâ'ına sabr-ı cemîl, ecr-i cezîl ve âmâl-i sâlihât içerisinde tûl-u ömürler ikrâm eylesin.

Onun ardından fitnelere düşmekten, Ehl-i Sünnet akîdesine zerre kadar da olsa muhâlefetten ve sırât-ı müstakîmden inhiraf etmekten bütün ümmeti ve bâ husus dâvâsını tâkip edenleri muhâfaza eylesin. Âmîn!



 

Sayfa 7 - 10

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.