.

.

E-posta Yazdır PDF

İSTİANE/YARDIM İSTEME HAKKINDA BİR MAKALE



Ölüden Ne Yardım Ne de Başka Bir Şey İstenmez mi.?

Ölüden Ne Yardım Ne de Başka Bir Şey İstenmez.
---------------------------------------------
İddiâ: Allah celle celâlühû Mü’minlerin “sadece senden yardım isteriz” dediklerini Resûlüllah sallallâhu aleyhi ve selem de “yardım istediğinde Allah celle celâluhû’dan yardım iste,” söylüyorlar.[57] Öyleyse, ölüden ne yardım ne de başka bir şey istenmez.

Cevâb: Sadece ölüden mi? Ya diriden? Hadîste bir ayrım yok… Delilsiz böyle bir ayrıma gitmek hevâya tâbi’ olmaktır. Hadîse göre, ne ölüden ne diriden yardım da, başka bir şey de istenmez. Ama nasıl?

Bir: Kur'ân haber veriyor ki, Zülkarneyn çevresindekilere, kuv-vetle bana yardım edin dedi ve onlardan yardım istedi.

İki: Resûlüllah sallallâhu aleyhi ve sellem, buyurdu: “Kul kardeşine yardım ettiği müddetçe Allah celle celâlühû da ona yardım içredir.”[58]

Üç: “Câbir şöyle dedi: Abdullah İbnü Amr İbni Harâm üzerinde borç olduğu halde öldü. Bunun üzerine Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’den alacaklılarına karşı, borcundan düşmeleri için istiâne ettim/yardım istedim.”[59]

Dört: “Gündüzün orucu için sahur yemeğinden, gecenin namazı için gündüz kaylûle uykusundan istiâne edin/yardım isteyin.”[60]

Beş: “Sizden biriniz, arkadaş bulunmayan bir yerdeyken, birşey kaybettiğinde veya bir yardım murâd ettiğinde, Ey Allah’ın kulları!.. Bana yardım edin, desin. Zîrâ Allah celle celâlühû‘nün göremediğimiz kulları vardır.” Bunu Taberânî rivâyet etmiş olup ravîleri sağlam bulunmuşlardır. Bununla beraber bazılarında zayıflık vardır. Şu kadar vardır ki, Yezîd İbnü Ali, Utbe’ye yetişmemiştir. (Senedi kesiktir.)[61]

Altı: “Hafaza dışında, yeryüzünde Allah celle celâlühû’nün düşen ağaç yapraklarını yazmakta olan melekleri vardır. O hâlde sizden birinize çorak bir yerde aksaklık (topallama) isabet ederse, Ey Allah’ın kulları!.. Bana yardım edin, desin!” Bunu Taberânî rivâyet etmiştir. Râvîleri sağlam kimselerdir. [62]

Altı: İmâm Buhârî’nin rivâyet ettiği şefaat hadîsinde Mü'minler, Kıyâmet gününde) Âdem aleyhisselâm'dan, sonra Mûsâ aleyhisselâm'dan, sonra da Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem'den istiğase edecekler/şefaat yardımı isteyecekler.[63]

Yedi: Gene İmâm Buhârî’nin İbnü Abbas radıyallahu anhumâ dan yaptığı rivâyette, İmâm Buhârî rivâyet etti: İbnü Abbâs radıyellâhu anhümâ Hâcer kıssasında şunu anlattı: Ne zaman ki Hâcer ve çocuğu (İsmâil aleyhisselâm) susadılar, su aramak için koşmaya başladılar; Hâcer, bir ses işitti. Bir şahıs görmüyordu. Ona, Yanında bir ğavs (meded/yardım eli uzatma) varsa, yetiş imdâdıma!.. dedi.[64]

Sekiz: “Mazluma ğavs/medet edin.”[65]

Dokuz: “Ya Resûlellah! Bana ğavs/medet et.”[66]

On: “Çaresiz Mazluma ğavs/ medet etmeniz (müstesna)” [67]

Demek ki, Kur'an, Sünnet ve akıl ölçülerine göre mahlûktan yardım istenir. Sadece senden yardım isteriz âyetiyle yukarıda zikrettiğimiz âyet ve hadîsleri yan yana getirirsek anlarız ki yardım hakîkatte Allah celle celâlühû’dan istenir ve ondan gelir. Vâsıta olarak da (sebeb olmaları yoluyla mecazen) O’nun güç ve kudret verdiği ve yardımına müsâade edeceği kullardan istenebilir veya gelebilir. Yukarıdaki hadîsi de böyle anlarız.

Kaynak :http://www.gurabamecmuasi.com/Dergi/...evessul-4.html

Dipnotlar :
[57] [Tirmizi Kiyâme:45-59. Ahmed İbnü Hanbel:1/ 293-303-307], Mu’cem
[58] [Müslim, Zikir: 37-38, Ebû Dâvûd, Edeb:60, Tirmizi, Hudûd 3, Kurân 10, İbnü Mace, Mukaddime: 17, Ahmed İbnü Hanbel: 2/ 252-296-500-514], Mu’cem
[59] Buhârî, (2127)
[60] [İbnü Mâce, Hâkimi, Taberânî, Beyhakî, İbnü Abbas radıyallahu anhumâ’dan.], Et-Teysîr:1/147
[61] Mefâhim: 152
[62] Mefâhîm: 153
[63] [Buhârî, Sahîh: Zekât, 52], Mu’cem: 21
[64] [Buhârî, Enbiyâ, 9], Mu’cem:5/21
[65] Ahmed İbnü Hanbel, 4/291.
[66] Buhârî, Cihâd:189, Müslim, İmâret:24
[67] Ebû Dâvûd, Edeb:13 H:4817.

 

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.