|
M. Emin Parlaktürk
Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız
|
2009-06-18
|
|
|
Yeniden “mağdur” edilen Ak Parti |
|
Ekonomik
ve sosyal sorunların zirve yaptığı şu günlerde yönetim zaafiyetleri
yaşayan iktidar, “irtica eylem planı”nın ortaya çıkmasıyla kamuoyu
önünde yeniden “mağdur” duruma düşmüş bulunuyor.
IMF görüşmelerinin netlik kazanamaması, ekonomide yaşanan belirsizlik,
adli vakalarda görülen artış, terör olaylarının devam etmesi, OSS’de
tekrarlanan hukuksuzluk, kamusal alan saçmalığı gibi bir yığın “sorun”
karşısında Hükümetin çaresizliği, halkın tepkilerini giderek artırmış
bulunuyordu.
Bu arada, yaz tatili vesilesiyle tekrar gündeme gelen Kur’an Kursları
ile bu kurslardaki öğrencilere uygulanan yaş sınırının hala uygulanıyor
olması, dindar halk kesiminin iktidar partisine olan öfkesini de
giderek çoğaltıyordu.
İcraattaki mevcut durum ve yaşanan ürkütücü olaylar Hükümeti aciz ve
güçsüz bir durumda göstermeye başlamış ve ikinci kez tek başına
çoğunlukla TBMM’ne gelmesine rağmen ürkek tavırlarıyla beceriksiz bir
iktidar görüntüsü vermiş bulunuyor iken, tam da bu esnada “irtica eylem
planı” nın ortaya çıkması, onları yeniden “mağdur” duruma düşürmüş
bulunuyor. Böylece iktidara yönelen okların hedefi, başka bir yöne
çevrilmiş bulunuyor.
TSK bürokratları ile CHP haricindeki (genellikle sağ) diğer partilerin
oluşturduğu iktidarlar arasında yıllarca yaşanan iktidar paylaşımı
elbette sadece bugünün meselesi değildir. Bugün yaşananlar, bu
paylaşımın ve hatta tek taraflı kontrol ve tahakkümün yarınlarda da
devam edip etmeyeceği meselesidir. Böyle bir meselenin ilk defa büyük
bir konsensüsle her kesim tarafından sahiplenilerek tartışılıyor
olması, yarınlar için ümit verici bir gelişmedir. Yargıya intikal eden
bu meselenin nasıl bir şekil alacağı herkesin merak ettiği bir konu
haline gelmiştir.
Bu son gelişmeler her ne kadar Hükümeti “mağdur” duruma düşürüp halk
nezdinde yeniden iktidara sahiplenme duygusu verse de, ortada mevcut
olan gerçeklerin ve yanlış uygulamaların üstünü kesinlikle kapatma
hakkı vermez. Aksine, tam da bu aşamada Hükümetin alması gereken
kararları şimdi alma zamanıdır.
Ele geçirilen “irtica eylem planı” herkes tarafından “vahim” olarak
nitelendiriliyor. Bu doğru. Ama bundan daha vahimi, ortada hala duran
ve devamlı uygulanıyor durumda bulunan hukuka aykırı bir sürü icraattır
Düşünebiliyor musunuz, şu anda dünyada 15 yaşına kadar Kur'an-ı Kerim’i
öğrenme yasağı sadece Türkiye’de vardır! Bir öğrenci 8 yıllık
ilköğretimden mezun olmadıkça Kur’an Kurslarında okuyamaz. CHP
zihniyetinin hazırlayıp yasalaştırdığı ve dindar bilinen şimdiki
iktidarın da yürüttüğü bir garip uygulama maalesef on yılı aşkın bir
süredir aynen devam etmektedir.
Diyanet’in ve bazı sivil toplum kuruluşlarının açtığı “yaz kursları”nda
okutulacak olan Kur’an dersleri için, bu sene de yine bir sürü problem
yaşayacağız. Küçük yaştaki çocuklar bu kurslarda Kur’an öğrenemeyeceği
için muhtemelen gözden ırak mekanlarda bu eğitimlerini almak
isteyeceklerdir. Kenarda köşede. “elifba” öğrenen,veya “Kur’an” okumaya
çalışan bu körpecik yavrulara baskınlar düzenleyip onları “suç
aletleri” ile mahkemeye sevk eden “güvenlik güçleri”ne kızmayın sakın!
Onlar mevcut yasanın gereğini yerine getiriyorlar. Şayet kızacaksanız,
bu yasayı koyanlara ve bunu değiştirmeyip yürürlükte bulunduranlara
kızın!...
Çivi çiviyi söker. Hükümet, “konjonktür” bahanesini bir kenara bırakıp
iktidar olduğunu hatırlamalıdır. Yapacaklarını birilerine anlatıp
inandırmaya ve ikna etmeye çalışacağına, kendi inandıklarını yapmaya ve
uygulamaya koyulmalıdır. Önceki iktidarlar nasıl millete rağmen çok
şeyi yapıp uygulamaya koyduysa, bu iktidar da milletin arkasında olduğu
pek çok konuyu yasalaştırıp uygulamaya koymalıdır. Unutmayalım ki
konjonktür kendiliğinden oluşmaz. Bunu oluşturan iktidarlardır.
Kaderin garip bir cilvesi olarak yine inişe geçtiği bir dönemde
“mağdur” pozisyonuna düşüp toparlanarak yükselme eğilimine giren ve
tarih boyunca mazlum ve mağdurun yanında yer alan bu necip halkın
merhamet kanatlarına tekrar girmiş olan Ak Parti iktidarının bundan
yararlanıp yanlışları cesaret ve kararlılıkla düzeltmesi, geleceğini de
belirleyen bir adım olacaktır.
|
EDİTÖR:
Ciddi bir şey yapamayanlar, başkalarının hatalarını fırsat bilerek kendilerini haklı çıkartmaya çalışırlar. Sanki memlekette ilk defa darbe veya muhtıra teşebbüsü oluyor. her on veya yirmi senede bir alıştık, ama iktidar olanların halkın selametini düşünmeye vakitleri yok zira onlar sınırları israile verecekler, konyadak kalkkan uçaklarla afganistanı vuracaklar abd askerlerinin salimen ülkelerine dönmesine yardımcı olacaklar, bu işleri daha mühim, Kur ana bakacak vakitleri yok.....
zaten ne kadar iki yüzlü menfaatçi varsa oraya üşüşmüş....