Belden aşağısı felçli olan, tekerlekli sandalyeye bağlı yaşam
mücadelesi veren ve tedavi amaçlı Türkiye'ye gelen Filistinli mülteci
İslam Hashem Muhammed Asalya hakkında, ikamet izni olmasına rağmen
İçişleri Bakanlığınca sınır dışı edilme kararı verilmiş ve kendisi
12.08.2009 Çarşamba gününden buyana İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü
Kumkapı Yabancılar Şubesi'nde tutulmaktaydı.
Ankara 15. İdare
Mahkemesi MAZLUMDER İstanbul Şubesinin açtığı dava neticesi İçişleri
Bakanlığının İslam Asalya hakkında verdiği "sınır dışı etme kararı"nın
yürütülmesini durdurma kararı verdi.
"Dava konusu işlemin sınır
dışı etmeye yönelik olması ve uygulanması halinde telafisi güç zarar
doğurabilecek nitelikte bulunması" gerekçesi ile verilen karara göre
İslam Asalya 30 gün süresince sınırdışı edilemeyecek. Nihai karar ise
yargılama neticesinde belli olacak.
Konuyla ilgili MAZLUMDER
İstanbul Şubesi bugün bir de basın açıklaması yapmıştı. MAZLUMDER
İstanbul Şube Başkanı Av. Cihat Gökdemir'in yaptığı basın açıklaması,
Asalya'nın 12.08.2009 Çarşamba gününden buyana tutulduğu İstanbul İl
Emniyet Müdürlüğü Kumkapı Yabancılar Şube misafirhanesi önünde yapıldı.
Basın açıklamasında şunlar kaydedildi:
21 yaşındaki Filistinli
mülteci İslam Hashem Muhammed Asalya, 12.08.2009 tarihinde “mülâkat
yapılacağı” gerekçesi ile ve “mülâkattan sonra tekrar evine
getirileceği” söylenerek polislerce evinden alınmıştır. Halen hukuka
aykırı bir şekilde tutulduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kumkapı
Yabancılar Şube’ye getirildikten sonra ise kendisine sözlü olarak
“sınırdışı edileceği” beyan edilmiştir.
2008 Ocak ayında İsrail
saldırılarında yaralanarak belden aşağısının felçli olduğu Doktor
raporuyla sabit olan Asalya, Mart 2008’de tedavi amacıyla Türkiye’ye
getirilmiştir. Daha sonra bir Türk vatandaşı ile evlenen Asalya,
Türkiye Cumhuriyeti makamlarınca verilen ve 17.05.2010 tarihine kadar
geçerliliği olan “İkâmet Tezkeresi”ne de sahiptir. Bu izne rağmen
hakkında İçişleri Bakanlığınca “sınırdışı etme” kararı verilmiştir.
Söz
konusu sınırdışı etme kararı İslam Asalya’ya tebliğ edilmediği gibi,
avukatlarına da “gizlilik” gerekçesi ile gösterilmeyerek “savunma
hakkı” da ihlal edilmiştir.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kumkapı
Yabancılar Şubesi memurlarınca düzenlenen 12.08.2009 tarihli tutanakta
Asalya’nın “Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) müsteşarlığının
uluslararası terörizmle bağlantılı şahıslara yönelik çalışmaları
esnasında tespit edildiği” belirtilmektedir. Tekerlekli sandalyede
yaşam mücadelesi veren, sağlık durumu nedeniyle tedaviye ve bakıma
muhtaç olan İslam Asalya hakkındaki bu isnat hiçbir somut delile
dayandırılmadığı gibi anlaşılabilir de değildir.
Asalya’nın
Türkiye dışında herhangi bir ülkeye gönderilmesi halinde öncelikle
yaşam hakkı ve sağlık hakkı ihlal edilecek, hürriyet ve güvenlik hakkı
tehdit altına girecektir. Ayrıca aile birliği de bozulacaktır.
Halen
Kumkapı Yabancılar Şube’de tutulan Asalya’nın fizikî durumu, en temel
ihtiyaçlarını bile gidermesini zorlaştırmaktadır. Yabancılar Şube’de
alafranga tuvalet olmaması nedeniyle Asalya, civardaki otellere
götürülerek ihtiyacını karşılayabilmektedir. Tek başına yaşamını
sürdürmekte zorluk çeken Asalya’nın ülke güvenliğini tehdit ettiği
gerekçesi ile sınırdışı edilmeye çalışılması hukuka aykırı olduğu gibi
insanî de değildir.
MAZLUMDER, Asalya’nın vazgeçilmez temel
insan haklarının korunması ve sınırdışı edilmesinin önlenmesi için
çalışmalarına devam etmektedir.
Asalya’nın Emniyet mensuplarınca
evinden alındığını ve Yabancılar Şube’ye gönderileceğini ailesinin
başvurusu üzerine öğrenen MAZLUMDER, aileyi Yabancılar Şube önünde
karşılamış, haksız olarak tutulduğu günden bu yana hukukî yardımda
bulunmuş ve bulunmaya da devam edecektir.
MAZLUMDER, Asalya
hakkında İçişleri Bakanlığı’nın verdiği “sınırdışı etme kararının
iptali ve yürürlüğünün durdurulması” istemiyle Ankara İdare Mahkemesine
başvuruda bulunmuş,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ ne
başvurarak, Mahkeme İçtüzüğünün 39. Maddesi uyarınca “öncelikli olarak
GEÇİCİ TEDBİR KARARI verilmesini ve söz konusu sınırdışı işleminin
durdurulmasını” talep etmiş,
Birleşmiş Milletler Mülteciler
Yüksek Komiserliği (BMMYK) ofisine, Mültecinin durumunu bildiren bir
yazı ileterek sınırdışı işlemelerinin durdurulmasını talep etmiştir.
Ayrıca
Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, Dışişleri ve İçişleri Bakanlıklarına,
TBMM İnsan Hakları Komisyona Asalya’ya uygulanan muamelenin gayrihukuki
olduğu ve bu uygulamaya biran önce son verilmesini bildiren bir talep
yazımız Genel Başkanımız Ahmet Faruk ÜNSAL bey tarafından
gönderilmiştir.
İnsan Hakları Örgütleri, Başbakanın Suriye’deki
bir toplantıda “Gazze’de İnsan Hakları Örgütleri neredeydi?” haksız
ithamına maruz kalmışlardı. Şimdi Sayın Başbakana sesleniyoruz. “Gazze
saldırılarında felç olan bir mülteci ülkenize sığınmış ve Türkiye halkı
ona kucak açmışken, onu bu felçli haliyle ülkeniz için bir tehdit
unsuru olarak gören kurumlarınıza ne diyeceksiniz?”
Asalya’nın
şahsında kamuoyuna ve yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Hiçbir insan
kendi toprağını, vatanını, ailesini keyfi olarak terketmez. Ülkemizdeki
tüm mültecilerin birçok zaman keyfi uygulamalar nedeniyle büyük
mağduriyetler yaşadıklarını, çok zor şartlar altında bazen aylarca
Yabancılar Şube’de bir bina içinde tutulduklarını, birçoğunun sınırdışı
edildiğinde gidecekleri ülkede öldürüleceklerini, bu nedenle birçok
zorluklarla ve ümitlerle ülkemize sığınmış mültecilere hem Türkiye
halkının hem de yetkililerin misafir olarak muamelede bulunmasının bir
insanlık görevi olduğunu hatırlatırız.
MAZLUMDER, Asalya’nın
başta yaşam hakkı ve sağlık hakkı olmak üzere diğer temel insan
haklarını kullanması ve sınırdışı edilmemesi için gereken hukukî süreci
başlattığını ve bu sürecin takipçisi olacağını yetkililere ve kamuoyuna
duyurur.
Av. Cihat Gökdemir
MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı
EDİTÖR:
Allah sadıkların yardımcısıdır...
< Önceki | Sonraki > |
---|