.

.

E-posta Yazdır PDF

Tv işte bu...

televizyon_.jpgReyting uğruna REZİLLİK bin para



Ailelerin çoluk çocuk ekran başında olduğu saatlerde ekrana gelen bir dizide 'İt oğlu it', 'kıçına', 'ulan', 'manyak', 'hastir lan' kelimeleri havada uçuştu

Bilal Özcan'ın köşe yazısı

Böyle rezalet olmaz!

Aşk Yakar'a tam o sahneden yetiştim ve çok şaşırdım. Televizyonu açtım ki Özcan Deniz ekranda küfürler savuruyor. Mustafa'nın (Özcan Deniz) mahalle arkadaşları, İstaka ve Alpaçino ile tartıştığı sahneden bahsediyorum. 'İt oğlu it', 'kıçına', 'ulan', 'manyak', 'hastir lan' kelimeleri havada uçuştu. 2 dakika içinde 4 'manyak', 4 kez 'lan' saydım... Eksik saymış da olabilirim.

Böyle rezalet olmaz. Dizi, henüz çoluk çocuğun ekran başında olduğu bir vakit yayınlanıyor. Bu kadar çok küfrü ekrandan savurmaya ne gerek var. 'Kenar mahalle gençleri sokakta nasıl konuşursa, biz de onu çekelim' diye düşündükleri belli.

Sanki Hollywood'da Oscar'a aday film çekiyorlar da, her şey gerçek olsun, izleyiciye yaşandığı gibi geçsin istiyorlar. 'Mustafa'nın (Özcan Deniz) evlenmek istediğini söylediği sahnede, babasından aldığı yanıt neydi öyle? “... Ben kıçımı zor topluyorum oğlum...”

Şimdi soruyorum herkese, Yapımcılara, yönetmenlere, televizyonların genel müdürleri ve patronlarına: Bizler, Türk toplumu olarak buna mı layığız? Halkımız, küfürlü diyalogların bolca serpiştirildiği dizilerden mi hoşlanıyor? Türk insanı küfürle, argoyla mı beslenir ki en çok izlenen kanalın en iddialı dizisinin ilk bölümünde karşımıza, böyle kelimelerle dolu diyaloglar çıkıyor.

İlk bölüm nedir?.. Diziyle seyircinin ilk buluşma, tanışma seansı... Seyirci, diziyi gelecek haftalarda seyredip seyretmemeye ilk bölümü gördükten sonra karar verir. Yani, seyircinin ilk izlenimi herkes için çok önemlidir...

Yazıyı tamamlarken, reyting sonuçları geldi. Seyircinin 'Aşk Yakar'a verdiği karne notu iyi değil. Demek ki seyirci küfrü sevmemiş, Ve benim gibi düşünüp kanal değiştirmiş. Eğer yönetmen hatasından dönmezse, diziyi Meltem Cumbul bile kurtaramaz.

(Bugün)

Editör:

Hoca efendiler seneledir tv den uzak durun derken karşı çıkardınız, şimdi siz şikayetleniyorsunuz, zira canavar sizi de yutacak, hazır olun. 

Deli gibi tv bilgisayar ve cep telefonu hastalığı bu milleti alışkanlık kanseri yaptı da haberi yok, yakında bu hastalıktan kurtulmak için çare aranacak ama bunun tek çaresi Kur'ana ve zikrullaha dönmektir, fakat nefisleri kabul etmiyor inat ediyor.

şu yazarın ifadeleri de ne kadar düşük, -çocukların bulunduğu saatte olmasından- şikayetlenmiş, yani büyükler için bu sözler normalmiş, adamlarda haya ve seviye kalmamışki laf anlatalım.

"Müslüman elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimsedir." hadisi şerifini duymamışlar herhalde. Elin ve dilin okadar mühim ki, onunla zarar vermek te mümkün, faideli olmak ta mümkün. Bu kadar hassas azaları nasıl kullanıyoruz, işin neticesi nereye varacak düşünen yok. "Dil yarası, süngü yarasından daha tesirlidir" demişler, kalb kırmak kabe'yi tıkmak gibidir, söz ok gibidir, karşımızdakine saplanırda acısı kolay çıkmaz. Hele söz düşük ve argo olursa bizim de seviyemizi düşürür. Ağız zikir ve Kur'an yoludur, onu adi şeylerle kirletmeyelim. Her nefesten mes'ul olduğumuzu da unutmayalım. 

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.