.

.

E-posta Yazdır PDF

Hadisi şeriflerde Kurban

 

 

Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ey Fâtıma! Kurbanın için kalk ve yanın­da bulun. Zira kanının her damlasına karşılık senin geçmiş günahların bağışlanacaktır." Dedi ki:

"Bu, sadece biz Ehl-i beyte mi mahsustur, yoksa bütün Müslümanlar da buna dahil mi­dir?"

"Bilakis bize de tüm Müslümanlara da şa­mildir." buyurdu. [Bezzâr]

 

İbn Abbâs radiyallahü anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kurban bayramı günü, sıla-i rahim ha­riç, Ademoğlu, kurban kanı akıtmaktan daha üstün bir amelde bulunamaz!'

ITaberânî, Mu'cemıı'l-Kebîr]

 

Mihnef bin  Süleym radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:

"Her yıl, her hane halkına bir kurban, bir de atîre kesmek gerekir. Atîre nedir bilir misi­niz? Atîre, recebiyye dediğiniz (Receb ayında kesilen) kurbandır." [Sünen ashabı]

 

İbn Ömer radiyallahu anh'dan: Bir adam ona: "Kurban kesmek vacip mi­dir?" diye sordu. Şu cevabı verdi: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ve müslümanlar kurban kes­mişlerdir." Adam soruyu tekrarladı. Bunun üzerine cevaben: "Anlamıyor musun? Allah Resulü ve müslümanlarm kurban kestiklerini söylüyorum" dedi. [Tirmizî]

 

İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Medine'de on sene ikamet etti, bu müddet zarfında kurban kesti." [Tirmizî]

 

Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kimin imkânı olup da kurban kesmezse, namazgahlarımıza asla yanaşmasın!" [İbn Mâce]

 

İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'­dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:

"Kurban gününü bayram yapmakla emrolundum. Allah, onu bu ümmet için bayram kıl­mıştır." Bir adam ona dedi ki: "Sütünden isti­fade ettikten sonra geriye verecek olduğum dişi bir hayvandan başka bir şey bulamazsam onu kurban edeyim mi?"

"Hayır, kendi saçlarından biraz al, tırnaklarını kes, bıyıklarını kırp, etek traşı ol! Allah katında bunlar (kesecek olduğun) kur­banın yerine geçer." [Ebû Dâvud ve Nesâî]

 

Nâfi' radiyallahu anh'dan: "İbn Ömer, anne karnındaki çocuk namına kurban kesmezdi." [Mâlik]

 

İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile bir seferde idik. Kurban gelip çattı, sığırda yedi kişi ortaklaşıp kestik." [Tirmizî ve Nesâî]

 

Ebû Eyyûb radiyallahu anh'dan: "Biz Medine'de tek koyundan başka bir şey kesmezdik. Kişi onu kendi ve ev halkının namına keserdi. Sonra insanlar bunu (kestik­leri kurban sayısını) birbirlerine karşı bir öğünme vesilesi yaptılar." [Mâlik ve Tirmizî]

 

Ebû Ümâme radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "En hayırlı kurban koçtur; en hayırlı ke­fen hülledir." [Tirmizî]

 

Câbir radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, hacda, hanımları namına bir sığır kesti." Diğer rivayette: "Kurban bayramı günü Âişe için bir sığır kurban etti." [Müslim]

 

Haneş radiyallahu anh'dan: "Ali'nin iki koç kurban ettiğini gördüm. Ve şöyle dedi:

«Birini kendi namıma, diğerini de Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in namı­na.» Dedim ki: «Neden?» Şu cevabı verdi:

«Bunu bana Peygamber sallallahu aley­hi ve sellem emretti.» Yahut şöyle dedi:

«Bunu bana Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem vasiyyet etti. Bu nedenle bunu asla bırakmam»." [Ebû Dâvud ve Tirmizî.]

 

Ebû Kibâş radiyallahu anh'dan: "Kurban bayramına yakın, Medine'ye iki yaşına girmiş koyunlar getirdim. Pek içime sinmemiş olacak ki Ebû Hureyre'ye sordum; şöyle dedi: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum:

«Kurban olarak iki yaşındaki koyunlar ne güzeldir!» Bunun üzerine hemen insanlar gelip o ko­yunları kapıştılar." [Tirmizî]

Yezîd Zû Mısır'dan: Utbe bin Abd es-Selemî'ye geldim. Ona dedim ki: "Kurbanlık hayvanlar aradım, be­ğendiğim bir şey bulamadım; ancak azılan dökülmüş bir hayvan buldum; onu da kurban etmek istemiyorum." Dedi ki: "Onu bana getirseydin olmaz mıydı?" "Sübhanallah! Senin için caiz oluyor da benim için niçin caiz olmasın" deyince şöyle dedi:

"Çünkü sen şüphe ettin. Ben şüphe et­miyorum. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ancak şu hayvanların kurban edilmesi­ni yasaklamıştır: Musfarre, muşta'sale, bahkâ', muşeyye'a ve kesrâ."

"Musfarre: Kulağı kökünden (dibinden) kesilendir. Musta'sale: Boynuzu kökünden koparılandır. Bahkâ': Gözünün biri oyulmuş, kör olandır. Muşayye'a: Cılız ve zayıflığın­dan sürüyü takip edemiyendir. Kesrâ: Ayağı kırık olandır." [Ebû Dâvud]

 

el-Berâ (b. Âzib) radiyallahu anh'­dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Kurban günü bize hitap edip şöyle buyurdu: «Hiçbiriniz namaz kılıncaya kadar, asla kurban kesmesin.»

Hemen dayım ayağa kalkıp şöyle dedi: «Ey Allah'ın Resulü! Bugün et günüdür. Zor gündür. Çoluk çocuğuma, ev halkına ya da komşularıma yedirmek için acele edip kurba­nımı kestim.» Şöyle buyurdu: «Başka bir hayvan keserek kurbanını iade et!»

«Ey Allah'ın Resulü! Yanımda (henüz bir yaşını doldurmamış) dişi keçi yavrusu vardır; et bakımından iki koyunum­dan daha iyidir, onu keseyim mi?»

«O, en iyi kurbanındır. Ama senden sonra hiç kimseye dişi keçi yavrusu kurban olarak kâfi gelmez»."

 

 Nâfi' radiyallahu anh'dan: İbn Ömer dedi ki: "Kurban, birinci gün­den sonra iki gün daha kesilebilir." Mâlik dedi ki: "Aynı görüş bana Ali'den de ulaştı."

 

Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, boynuzlu, siyah tırnaklı, siyah gözlü ve karnı­nın altı siyah olan bir koç getirilmesini emret­ti. Onu kurban etmek için getirtti. Sonra ona: «Ey Âişe! Bıçağı getir ve taşla bile!» dedi. Ben de bıçağı getirdim ve biledim. Sonra bı­çağı aldı, koçu da tutup yatırdı. Sonra onu şöyle diyerek boğazladı: «Bismillahi, Alla-humme tekabbel min Muhammedin ve âli Mu-hammedin ve min Ümmeti Muhammed (=Allah'ın adıyla, Allahım, bunu Muhammed' den ve ailesinden ve Muhammed'in ümmetinden kabul et)!»" [Ebû Dâvud, Müslim.]

 

Câbir radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e Kurban günü, boynuzlu, alaca ve hadım edilmeş iki koç kesti. Kesmek üzere onları kıble­ye karşı yatırdığı zaman şöyle dedi:

"İnnîveccehtii vechiye lillezî ve fâtare's-semavâti ve' l-ardı alâ milleti İbrâhîme hanî-fen ve mâ ene mine'l-müşrikîn. İnne salâtî ve nüsükî ve mahyeye ve memâtî lillâhi Rab-bi'l-âlemîne. Lâ şerike leh. Ve bizâlike ümir-tü ve ene evveliı l-müslimîn. Allâhümme minke ve leke. Allâhümme an Muhammedin - ve ümmetihi. Bismillahi vellâhü ekber. (-Yü­zümü, gökleri ve yeri yar adana, ibrahim milleti üzerine hanîf olarak yönelttim. Ben müşriklerden değilim. Şüphesiz namazım, kurbanım, diriliğim, ölümüm Âlemlerin Rabbi olan, hiçbir ortağı bulunmayan Allah içindir. Ben müslümanların ilki olarak bu­nunla emredildim. Allahım! Bu sendendir ve sana mahsustur. Allahım! Muhammed ve onun ümmetinden (bu kurbanı kabul eyle)! Bismillahi vallahü ekber!" Sonra kesti. Tirmizî, Ebû Davud

 

Ebû Saîd radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, boynuzlu, hayaları alınmamış (tohumluk ola­rak bırakılmış), gözleri siyah, ağzı siyah, ayakları siyah, boynuzlu bir koç kurban eder­di." Tirmizî, Ebû Davud

 

en-Nu'mân bin Ebî Fâtıma radiyal­lahu anh'dan:

"O, iri gözlü boynuzlu bir koç almış. Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem onu görün­ce: «ibrahim'in kestiği koç iste böyle idi» bu­yurdu. Bunun üzerine Ensâr'dan bir adam onu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem için satın almak istedi ve satın aldı. Peygam­ber sallallahu aleyhi ve sellem de onu alıp kesti." [Taberânî, Mu'cemu'I-Kebîr]

 

Ebû Musa radiyallahu anh'dan: "O, kızlarına kurbanlarını bizzat kendi el­leri ile kesmelerini, ayaklarını kurbanın böğ­rüne koymalarını ve besmele çekip tekbir ge­tirmelerini emretti." [Rezîn]

 

Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanında kurbanlar kesilirken bedevilerden (yoksul) bir topluluk (Medine'ye) akın ettiler. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: «(Kurban etlerinizi) üç güne kadar saklayın. Üç günden sonra ar­tanı tasadduk edin!» Ondan sonra dediler ki:

«Ey Allah'ın Resulü! İnsanlar su tulumla­rını kurbanlarından yapıyor. Onların yağını da eritiyorlar.»

«Bunda ne var?» dedi.

(Bu defa halk): «Sen üç günden sonra et­lerinin yenmesini yasak etmiştin, bu durum bu sene de geçerli mi?» diye sordular.

«Ben size ancak şu seyirtip giden bedevi­ler (ile paylaşmanız) için yasak etmiştim. Yiyin, dağıtın ve saklayın!» buyurdu."

Diğer rivayet: "(Hayvanın) paçasını kaldırır, onbeş gün sonra yerdik" diye geçer. Başka rivayette: "bir ay" olarak geçer.

[Altı hadis imamı.]

 

Nubeyşe radiyallahu anh'dan, Allah'ın Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem buyurdu:

"(Etlerin faydasının) size daha çok yay­gınlaşması için, size kurban etlerini üç günlükten fazla yemenizi yasaklamıştık. Ama şimdi durumunuz düzeldi ve imkânlarınız art­tı. Onun için yiyin, saklayın ve (müslümanlara dağıtarak) sevap kazanın." EbûDâvud

 

Ümmü Seleme radiyallahu anhâ'dan: Allah'ın Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem buyurdu:

"Kimin kesecek bir kurbanı olup da, Zi'lhicce ayı girerse, onu kesinceye dek, ne kılla­rından ve ne de tırnaklarından bir şey kesme­sin." [Müslim ve Sünen ashabı.]

Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Allah'ın Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:

"İki yaşındaki koyunu kurban etmek, bü­yük keçiyi kurban etmekten daha hayırlıdır." Ebû Davud'un rivayeti: "İyi (sağlıklı) ke­çi" şeklindedir. [Ahmed.]

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.