.

.

E-posta Yazdır PDF

Dünya özürlüler! günü

ozurlu.jpg

N. Çubukçu, 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, 1992 yılında BM Genel Kurulu tarafından Dünya Özürlüler Günü olarak ilan edilen 3 Aralık'ın toplumun özürlüler konusunda bilgi sahibi olmasında ve kamuoyu duyarlılığının oluşturulmasında büyük önem taşıdığını belirtti.

Dünya Özürlüler Günü'nü her geçen yıl artan bir umut ve heyecanla karşılandıklarını ifade eden Çubukçu, bir yandan özürlülerin yaşadığı sorunları ve bu konuda yapılması gerekenleri öne çıkardıklarını, öte yandan büyük toplumsal sorunun çözümü yolunda devlete, yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına ve tek tek tüm bireylere düşen görevleri de hatırlattıklarını kaydetti. 

Editör:

Evet bu gün özürlüler haftası ve memleketimizde 8.5 milyon özürlü vatandaşımızın olduğu tahmin ediliyor. Kimisi aklen kimisi fiziken özürlü olan insanlar, bu kişilerin kimisi yürüyemez kimisi konuşamaz, kimisi duyamaz, kimisi göremez çeşit çeşit özürler Allah onlara sabır versin hakikaten büyük imtihandalar. Sabredip imkan nisbetinde ibadet/kulluk görevlerine sarılırlarsa elbette kazanan onlar olacaklardır ve ahirette ummadıkları mükafaatlara nail olacakları peygamber dili ile müjdelenmiştir. Bu konu madalyonun sadece bir yüzü diğer yüzünde ise bambaşka bir hal vardır insanlar bundan habersiz, daha beteri önemsemez haldedirler. Peki nedir o? derseniz anlatalım:Hazreti Allah  kur'anı kerimde   "Ey iman edenler, Allah'tan (korkup) sakınırsanız, size furkan(doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış ) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir." (Enfal Suresi, 29) buyurmaktadır. Bu ayeti celileden anlaşılacağı üzere kişi hak ile batılı ayıramıyorsa onda bulunan aklın ona ne faydası var. Kendi menfaatini düşünme, bedenin rahatı, güvenliği, neslin devamını istemek gibi duygular insanlar ile hayvanlar arasında ortak özelliklerdendir. Bunların haricinde olan hak-batıl, iyi-kötü, hayır-şer gibi şeyleri ayırt etmek insanlarla alakalı hususlardır. Aklını bunlarda kullanmayanlar ha akıllı olmuş ha deli ne farkeder? Bu sebeble Hazreti Allahın kendilerine verdiği nimetleri yerli yerince kullanmayan kişiler bu özürlü kişlerden daha zor durumdadırlar. Kulaklarını dedi-kodu, yalan yanlış haberler, müzük gibi meşru olmayan şeyleri dinlemekte kullanıp hakkı, hakikatı, kur'an, ezanı dinlemeyenden daha sağır kim olabilir. Ayaklarını kahvehane, meyhane, kumarhane, umumhane ve bil umum günah mekanlarına gitmeye kullanıpta ilim meclislerine, mescitlere, vaazu nasihatlere gitmede kullanmazsa bu kişinin topaldan ne farkı var? Gözlerini haramdan sakındırmayıp saçma sapan filimler, programlar seyretmeye kullanmak, kur'ana, islam ilimleri kitaplarına bakmayan kişinin körden ne farkı vardır? Velhâsıl nimetleri Allah-u tealanın razı olduğu yerlerde kullanmayan insanın beden azaları ha tam olmuş ha eksik olmuş ne farkeder gerçek manada onlardan istifade edemiyorki. Bu sebeble bedensel özürlüler haftasında yukarıda bahsedilen gerçek özürlüleride unutmamak gerek hatta asıl onları hatırlamalıyız. Çünkü çevremizde onlardan o kadar çok varki....

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.