.

.

E-posta Yazdır PDF

imamet bahsi 3

İmam Şafi (r.a.) şöyle buyurdu:Şiir: Muhammedin alini sevmek Rafizilik ise, ins-u-cin şahit olsun ki ben, Rafiziyim.Yani: Ali Muhammedi, sevmek zan edildiği gibi Rafizilik değildir. Şayet bu sevgiyle Rafizilik dense bu zem edilen Rafizilik değildir. Çünkü zem edilen Rafızîlik, diğer ashabdan beri olup onları atmaktan dolayıdır. Yoksa Âli Muhammedi sevmekten dolayı değil.

 

Resulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) Ehli Beytini sevenler Ehli Sünnetten olur. Onlar hakikatten Ehli Beyt şiasıdır (taraftarlarıdır). Ehli Beyt'i sevdiğini iddia eden ve kendilerini Ehli Beyt'in taraftarı olduğunu iddia eden şiiler, eğer muhab­betlerini Ehli Beyt üzere sınırlan dırmayıp diğer ashabdan beri olmasalarda Peygamberi-mizin (s.a.v.) eshabının tamamına gerçek şekilde tazim ve hürmet etseler, Ashab arasındaki çekişmeleri güzel bir manaya yorurnlasalar bunlarda şiiler) Ehli Sünnet vel Cemaata dahil olurlar, harici ve Rafizilerden ayrı olurlardı. Çünkü Ehli Beyt'e muhabbet etmemek haricilik, Ashabtan uzak olmak Rafizilik, Ehli Beyt'i sevmekle beraber bütün eshaba tazim ve hürmet Sünnîliktir. Hasıl-ı Kelam sünni olmanın temeli Efendimiz (s.a.v.)'in sahabelerini sevmek üzerine bina edilmiştir.İnsaflı akıl kişi asla Ashabı Kiramın muhabbeti üzere buğzu tercih et­mez. Belki Peygamberimizin (s.a.v.) sevgisi sebebiyle hepsini sever.Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ashabımı seven, beni sevdiği için onları sever. Ashabıma bu'z eden bana bu'z ettiği için ona buğuz eder.Sözün aslına dönelim:Deriz ki: Ehli Sünnet hakkında Ehli Beyt'e muhabbet leri olmadığı nasıl zan edilsin. Halbuki onların indinde Ehli Beyt'e muhabbet imanın cüzüdür. Hüsnü hatime onlara göre Ehli Beyt'in muhabbetinin derinliğine (çok fazla olmasına) bağlanmıştır.Şu fakirin şerefli babası ekseri vakitlerinde Ehli Beyt'in muhabbetine teşvik ederdi, zahiri ve batini ilimlere alim idi. "Ehli Beyt'in muhabbetinin Hüsnü Hatimede bü-yük marifeti vardır." derdi.Bu hususta kamil bir şekilde riayet etmek "dikkatli olmak lazımdır."Bu fakir onun (babasının) ölüm hastalığında hazır bulundu. Ne zaman ki muamelesi sonuna ulaştı ve bu aleme şuuru azıcık kalınca, şu ehli Beyt hakkındaki kelamını ona hatırlattım, o muhabbetini açıklamasını talep et­tim. O halde iken dediki: "Ben Ehli Beyt'in muhabbetinde gark oldum, şu vakitte Allah (c.c) ye bu muhabbetin şükrünü eda ediyorum"Ehli Beyt'in muhabbeti Ehli Sünnet'in ana sermaye-sidir. Muhalifler bu manadan gafildirler. İfrat ve tefritin ortasında olan Ehli Sünnetin muhabbetini bilmez ler, kendileri için ifrat tarafını seçtiler ve ifrattan gayrısını tefrit (geri kalmak) zan ettiler. Harici olmakla hükm ettiler. Ve o kişiyi harici mezhebinden zan ettiler. İfrat ve tefrit arasında ehli Sünnet'in (Allah, çalış­malarışükrana layık eylesin) nasibi olan doğruluk makamı ve hakkın merkezi olan orta yolun varlığını bilemediler. Şaşılacak şeyki Ehli Sünnet haricileri katl etti ve Ehli Beyt düşmanların kökünü kazıdılar. Halbuki o vakitte Rafizilerden hiç bir isim, hiç bir resim yoktu (yani mevcudiyeti yoktu). Varsa da yok gibiydi. (Yani çok azdı). Sanki onlar (Hariciler) fasit zanlarıyle Ehli Beyt'i se-venleri Rafızidir diye düşündüler. Bu muhabbet alakasın dan dolayı Ehli Sünneti Rafızi olarak hayallen dirdiler.Şu acayip muameleye vah olsun. Çünkü bazı kere Ehli Sünneti aşırı muhabbetleri olmadığı için harici sanar-lar, bazı kerede bu muhabbet Ehli Sünnette his edildiği için onları Rafızi sanarlar. Şunun için cehaletlerinden dolayı sen onları, Ehli Beyt'in muhabbetini zikr eden, ve Âli Muham-med'e (s.a.v.) muhabbeti izhar eden Ehli Sünnetin büyük velilerini Rafizi zan eder görürsün.Şu muhabbetle ileri gitmeyi men eden, diğer üç halifeye tazimi, tevkiri (vakar) teşvik eden Ehli Sünnet ulemasının pek çoğunu da Harici zan eder­ler. Şu münasib olmayan cüretlerinden dolayı binlerce Ah olsun. Allahu Subhanehu’ya şu muhabbetin ifrat ve tefritinden sığınırız.Şu muhabbetin ifratından dolayı, Hz. Ali'ye olan muhabbetin gerçekleşmesinde üç halifeden ve diğer Ashab tan teberriyi (uzak kalmayı) şart koştular, insaflı olmak lazım. Meydana gelmesinde Peygamber Efendimiz'in naiblerinden, ve onun makamına kaim olanlardan uzak olmak, hayrul beşerin Ashabına sövmek, ve onlaradil uzatmak (Allah, Ashabın tamamından razı olsun) şart koşulan mu-habbetin manası nedir. (Öyle bir mahabbetki Ashaba söv-meyi gerektiriyor. Bu mahabbet değil zındıklıktır. Ashabın terbiyecisi olan Resulullah (s.a.v.)'a dil uzatmaktır. Bunla-rın şerrinden Allahu Teala’ya sığınırız)Ehli Sünnetin günahı, üç halife ve diğerlerini Ehli Beyt'in muhabbetine katmak ve Efendimiz (s.a.v.)'in bütün Ashabına hürmet etmek, tazim etmek, ve onların hepsini bir araya cem etmektir. Şöyleki: Ashabtan hiçbirini aralarında çekişmeler, ihtilaflar, bulunmasıyla beraber kötülükle zikr etmezler, ve Ashabı nefsani arzular dan, beşerî taassublardan, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in sohbetine ikram ve tazim cihetinden tenzih ederler. (Yani Ashabı kiram, Peygamberimizin (s.a.v.) sohbetinde bulundukları için her türlü nefsani arzulardan, beşeri kirlerden temizdir). Ehli Sünnet bu anlatılanlarla beraber haklıya haklı, haksıza haksız derler, fakat haksızlığı heva ve hevesden meydana gelmekten tenzih ederek, onu rey ve ictihad hatasına havale ederler.

 

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.