.

.

E-posta Yazdır PDF

imamet bahsi 4

besmele3.gif Rafiziler ancak Ehli Sünnet, kendileri gibi bütün Ashabdan teberri ederse ve onlar gibi şu büyüklüklere kötü zan beslerlerse Ehli Sünnet ten razı olurlar. Bu "Haricilerin Ehli Sünnetten razı olması Ehli Beyt'e düşmanlığa, Âli Muham med'e (Aleyhisselatu vesselam vel berekat) buğuz etmeye bağlı olması gibidir.Ey Rabbimiz hidayete aldıktan sonra kalblerimizi kaydırma, tarafından bize rahmet hibe eyle, sen muhakkak hibe edensin (karşılıksız verensin.) Ehli Sünnet vel Cemaat indinde Resulullah (s.a.v.)'in Ashabı, bazısı bazısı ile münaza ettiği vakitte (çekiştiği) üç fırka (gurub) idi. Bir fırka delil ve içtihatla hakkın Ali (r.a.) tarafında olduğunu bildiler. Başka, bir cemaat yine delil ve ictihatla hakkı diğer tarafta buldular. (Muaviye (r.a.) Üçün-cü taife duraklamışlardı, delil ile hiç bir tarafı tercih etmediler.Birinci taifeye, ictihatları gereğince Hz. Ali tarafina yardım etmeleri lazım geldi.İkinci fırkaya, ictihatları gereğince Hz. Ali'nin muhalifleri tarafına yardım etmek lazım geldi.Üçüncü fırkaya, duraklama lazım geldi. Bunlara göre iki taraftan birini diğeri üzerine tercih etmek hata idi.Bu üç fırkadan her birerleri içtihadları gereğince amel ettiler. Zimmetlerine vacip ve lazım olanı yerine getirdiler. Bunlar hakkında levm etmeye nerden imkan olsun, bunlara dil uzatmak nasıl münasip olsun.İmamı Şafi buyurdu ki: aynı şekilde Ömer İbni Abdulaziz'den böylece nakl edildi. (Radıyallahu anhuma) "Şu (Ashab arasındaki münazalar) bir kandır. Allahu Teala ondan elimizi temizledi (yani bizi oraya bulaştırmadı) bizde lisanlarımızı ondan temizleyelim."Bu ibareden anlaşıldıki bir gurubun hak diğerinin ha-talı olduğunu söylemek için dudakları hareket ettirmek uy-gun olmaz, onların tamamını hayrın haricinde zikretme mek lazımdır.Hadisi Nebevi'de bu şekilde geldi. Çünkü Efendimiz (s.a.v.) buyurdu: "Asha bım zikr edildiği zaman kendinizi tutun, yani Ashabım ve münazaları zikr edildiği zaman bu bahisten uzak dürün, onlardan birini diğerinin üzerine seçmeyin." Fakat Ehli sünnetin ekserisi kendilerine zahir olan delil sebebiyle hakkın Hz. Ali (r.a.) tarafında olduğu görüşüne gittiler.Muhalifler hata yolunda yürüdüler; fakat bu hata içtihadî bir hata olduğu için taandan ve levmden uzak oldu, hakir görmekten münezzeh oldu, çirkinlikten temiz oldu. Hz. Ali (r.a.) dan şöyle buyurduğu nakl edildi "Kardeşlerimiz bizim üzerimize azgınlık ettiler. Onlar ne kafir, ne fasık değildir. Çünkü onların kendilerini küfür ve fısktan men eden tevilleri var.Ehli sünnet ve Rafîziler (şiiler) her iki gurup Hz. Ali'ye karşı harp eden­leri hatalı görürler. Ve her iki gurub Hz. Ali'nin tarafının hak olduğunu söylerler. Fakat ehli sünnet, tevilden ortaya çıkan hata lafzının söylenmesi üzerine başka bir şeyi ziyade etmeye, Hz. Ali'ye karşı savaşanların hakkında söylenmesine cevaz vermez ler. Ve lisanlarını onlara taan ve teşni' (çirkin söz) den korurlar. Hayrül beşerin (Aleyhisselatü vesselam) sohbet hakkına riayet ederler.Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Allah Allah ashabım hakkında benden sonra onları hedef tutmayın" Allah lafzını tekid için tekrar etti. Yine aynı şekilde buyurdu: "Ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsa nız hidayet bulursunuz" Ashabı kiramın tazim ve hürmeti hakkında daha pek çok hadisler varid oldu. Tamamını aziz tutmak onlara ikram etmek lazım olur. Onların zelleleri (ayak kaymasını) güzel bir yorumla yorumlamak lazımdır. Ehli Sünnetin bu meseledeki mezhebi (tuttuğu yol) şu (açıklamalardır).Rafîziler bu babta ileri giderler, hatta Hz. Ali'ye karşı harp edenleri tekfir ederler; lisanlarını çeşitli taanlarla, çeşitli kötü sözlerle bulaştırırlar.Eğer maksad Hz. Ali tarafının hak olduğunu ve ona karşı savaşanların hatada olduğunu açıklamaksa Ehli Sünnetin tuttuğu yol yeterli ve itidal üzeredir.Din büyüklerine dil uzatmak dinden ve diyanetten uzaktır. Rafiziler'in seçtiği gibi, zanettiler ki Resulullah'ın (s.a.v.) ashabına sövmek dinleri ve imanlarıdır. O ne kötü dindirki en büyük kısmı Peygamberimizin naiblerine sövmek Efendimizin halifelerine sövmektir. Bidatçı taifelerden her birerleri bir bid'at seçti ve onunla Ehli Sünnet vel Cemaattan ayrıldı. Fakat bu fırkalardan Rafızi ve harici fırkası haktan ve doğrudan cidden uzaktır, din büyüklerine sövmek ve lanet etmek onların imanların dan en büyük cüz olunca onların haktan nasibleri nasıl olsun.                          Rafiziler on iki fırkaya ayrılmıştır. Peygamberimizin Ashabına küfr eder­ler. Hulafa-i Raşidine sövmeyi kendilerine göre ibadet bilirler ve bu fırka kendilerine rafizi denilmesinden sakınırlar. Zan ederlerki Rafiziler kendilerinden başkasıdır.

 

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.