Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in abdest suyunun artığının korunmasını istemesi:
Talk ibni Ali radıyellahu anhuma şöyle anlatıyor: bir cemaat halinde Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelip (Allaha ve resulüne iman ve emirlerini dinleyip itaat etmek üzere) biat ettik ve onunla beraber namaz kıldık. Sonra kendisine, bizim memleketimizde kendimize ait bir kilisemizin bulunduğunu haber verdik ve bize abdest suyunun artığından vermesini istedik.
Bunun üzerine biz:”şüphesiz ki gideceğimiz şehir uzaktır, sıcakta şiddetlidir bu su kuruyabilir.” deyince, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “suya ilave edin çünkü o (benim abdest suyum) onun (eklenen suyun) ancak temizliğini artırır böylece hepsi mübarek olur.” buyurdu.
O zaman biz yola çıkarak şehrimize geldik, kilisemizi bozarak yerine o mübarek suyu serptik ve o mekanı Mescid yaparak orada ezan okuduk. Oranın rahibi tayy kabilesinden bir adamdı ezanı duyar duymaz: -”hak bir davettir” dedi, sonra bizim vadilerimizden birine yönelip gitti. Biz sonra onu bir daha göremedik. (Nesai, mesâcid:11, no:700, 2/369, Hatibi Tebrizi, Mişkatul Mesabih, salat:7, no:716, 1/228, İbni Hıbban no:1120, 2/224, Taberâni, Mu’cemi Kebir, no:8241, 8/332, Ahmed ibni Hanbel, Müsned, no:16293, 5/494, İbni Sa’d, Tabakat, 5/552, Ebu Nuaym el Isbahâni, no:47, 1/90, İbni ebî Şeybe, Musannef, salat:304, no:10, 1/582)
Bu hadis-i şerifte salihlerin eserleri ile teberrük edilebileceğine dair çok açık delalet vardır.
İbni Hacer rahimehulah' ın beyanına göre, bu hadis-i şerif Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in eserleri ile teberrükte bulunmanın ve o eserleri şehirlere taşımanın cevazına, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bedenine değen şeyin ebediyen değişmeyeceğine, bilakis Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kıymetli uzuvlarına değmesi sebebi ile elde ettiği kemal üzere kalacağına ve ona değen her şeyin de bereket kazanacağına işaret etmektedir.
Bu hadisi şeriften Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in varisleri olan alimlerin ve Salihlerin eserleri ile teberrukte bulunmanın caiz olacağı hükmüde çıkarılabilir. (Molla Aliyy ül-Kari, Mirkâtül Mefatih, 2/419)
< Önceki | Sonraki > |
---|