Edeb
hususunda etrafta çokca yazılar bulunmaktadır. fakat hepsinin bakış açısı
farklı kimi çok ağır ve uzun cümleler kurarak okuyucuyu bıktırmış, kimiside çok
yüzeysel bahsedip maksadı anlatmakta yetersiz kalmış çoğuda işin özüne inmek,
okuyucuya tam ve net bilgi vermek hususunda son derece eksik kalmışlar. Bizde
silsilemizden Mustafa İsmet Garibullah -kuddise sirruhu- nunRisale-i kutsiyye
isimli kitabından edep ile alakalı bir beyti Efendi hazretlerimiz
tarafından yapılan açıklamasını paylaşalım istedik.
“Hemen ilm-ü edeptir bil şerîat, dahî
ilm-ü edeptir hep tarikat
Edep ilmiyle bulunur
hakîkat, ne bilsün bî edep sırrı
şeriat
Şeriattır edep
hakka gidelim cemali bâ kemale
seyr edelim.”
Şeriat’ı
tarikat’ı bu kadar güzel tarif edeni görmedim. Bu beyti böyle ezberlemeli. Ve
yerinde millete söylemeli. Şeriat nedir? Sorsalar bize, bu beyti okursak cevap
vermiş oluruz.
“Hemen ilm-ü edeptir bil şerîat,”
“bil ki şeriat ancak ilim ve edeptir.”
İlim:
bilmek, edep: yapmak, şeriat ise: bilmek ve yapmaktır. Ne kadar kolay, Mesela
sakal bırakmak sünnettir, sakal bırakmanın sünnet olduğu bilmek ilimdir, sakal
bırakmak ise edeptir, ikisi birden Şeriat’tır. Bilsen de lakin bırakmasan
Şeriat olamaz. Bildiğini yaparsan Şeriat olur. Şeytanda biliyordu ama bilmek
ona fayda vermedi. Ancak bildiğini yapmak fayda verir.
Camiye sağ ayakla girmeyi bilmek ilim, camiye sağ ayakla girmek edep, ikisi
birden Şeriattır. Camiden sol ayakla çıkmayı bilmek ilim, sol ayakla çıkmak
edep, ikisi birden Şeriattır. Elbiseyi ve çorabı sağ taraftan giymenin sünnet
olduğunu bilmek, sağ taraftan giymek edep ve ikisi birden Şeriattır. Camide
sükut etmek gerektiğini bilmek ilim, camide sükut etmek edep, her ikisi birden
Şeriattır.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir hadisi şerifinde buyuruyor ki:
“Âhir zamanda bir kavim olacak, onlar mescitlerinin içinde dünya işleri
hakkında konuşacaklar. Allahın onlara ihtiyacı olmadı”
Çarşaf giymenin lazım olduğunu bilmek ilimdir, giymek edeptir, ikisi birden
şeriattır. Osmanlılar zamanında hanımlar, hep çarşaf giydi ve dünyaya hâkim
oldular.
Suyu içmekte edep vardır, gezmekte, oturmakta, kalkmakta, namaz kılmakta, oruç
tutmakta hep edep vardır.
Bunların hiç birini bilmiyoruz. Hâlbuki bu dert ile dertlenmeliyiz. Kısacası
Şeriatın Türkçesi bilmek ve yapmaktır.
“dahî ilm-ü edeptir hep tarikat”
“tarikat dahi hep ilim ve edeptir”
“Edep ilmiyle bulunur hakîkat,”
“edep ve ilim ile hakikat bulunur”
Tarikat var, hakikat var, hakikatten başka birde marifet var. Marifet ve irfan
aynı şeydir. Marifet nedir? Bunu risale-i kutsiye’ nin başka bir beytinden
öğrenelim:
“nedir maksut bu irfandan haber al, nikap açtı çü
mahbub müjdeler al.”
Bu irfandan maksat nedir haber al. Sevilmiş olan Mevla Teala cemalinden peçeyi
açtı müjdeler al. Mevla sevdiği kulu ile arsından peçeyi kaldırıyor. Sevmediği
kulu ile araya perde sokuyor.
İhsan efendi ile beraber efendi babama gitmiştik. Efendi babam ihsan efendiye
dedi ki:
“mahrem
olda senden peçeyi açsınlar” Mevla Teala ile mahrem olabilmek için şeriatı,
tarikatı, hakikatı, marifeti yapacaksın ki, mahrem olasın. Mevla Teala
dostlarından memnun olursa peçeyi kaldırıyor.
“yürü terk et sivayı anla gel kal, Ecelli zat olur vasıllara hal.”
“yürü!
Masivyı terk et, söz anla. Mevla tealanın zat-ı tecellisi, vasıllara (Allaha
ulaşanlara) hal olur. Hal; gelip gider, yerleşirse makam olur.
“bu ecsamdan geçip hakka gidelim, cemali bâ kemale seyr
edelim.”
“bu
cisimlerden geçip hakka gidelim.” Bu cisimlerin zaruri olan ihtiyaçlarının
fazlasından geçelim.
“ ne bilsün bî
edep sırrı şeriat”
“edebi olmayan
şeriatın sırrını ne bilsin”
Bî
edep: edebi olmayan demektir. Şeriat, tarikat, hakikat, marifeti anladık ama
kapıdan çıkıncaya kadar aklımızda duracak mı bakalım?
Vaaz bitip te yerimizden kalkarken gelinlikler hatırımıza geliyor. Hatırımıza
gelen o gelinlik giyilse birkaç sene sonra ne olacak? Dişler dökülecek, çene
sarkacak. Fakat Mevla Teala ile aramızda perdeler kalksa, bir de Mevla’nın
huzurunda edeple dursak, işte ferahlık budur. Yunus suresinde mevlamız
buyuruyor:
“habibim
söyle! Ancak Allahın rahmeti ile ve fazlı ile ferahlansınlar, bu onların
cemettiği(topladığı) maldan daha hayırlıdır.”
İnsan şeriatı güzel yaşarsa Mevla Teala onun kalbine parlar. Şeriatı yanlış
ederse Mevla Teala onun kalbine parlamaz.
“Şeriattır
edep hakka gidelim cemali bâ
kemale seyr edelim.”
< Önceki | Sonraki > |
---|