CENNETTEN ÇIKARILIŞ
Allah'u Teala Adem (Aleyhisselam) ile
Hazreti Havva’yı cennette yaşatıp onlara türlü türlü ikramlarda bulundu.
Her tür meyvelerden yemelerini fakat bir ağaca
dokunmama-larını söyledi ve onları İblis’in fitnesinden sakındırdı.
İblis, ise vesvese vermek için fırsat kollayıp
cennete girmek için uğraşıyordu. Lanetlenince herkes onunla olan dostluğunu
bozup ondan yüz çevirmişti. Yılan ise dostluğunu bozmamış, arada bir soh-bet
ediyorlardı.
İblis yılanı kandırdı ve ona:
“Cennete girip Adem’in yanına varmam için bana
yardım edersen seni muhafaza eder ve ademoğullarından korurum” dedi.
Yılan:
“Melekler seni görürse ne olu?” deyince, İblis:
“Ağzını açta görünmeden geçeyim” dedi. Bu şekilde
yılanın iki azı dişi arasında cennete girip Hazreti Adem (Aleyhisselam) ile
Hazreti Havva’nın yanına geldi ve Adem’e:
“Allah sizi buradan çıkaracak” dedi.
Adem:
“Nerden biliyorsun” deyince, İblis:
“Bu ağaç ebedilik ağacıdır. Bundan yiyen cennette
daim kalır ve oradan hiç çıkmaz, dedi.
Yasağı unutan ve İblis’in yeminine aldanan Adem ile
Havva o meyveden yediler.
Rivayet göre ağacın meyvesinden ilk yiyen
Havva’dır. O yiyip Adem’e:
“Bak ben yedim bir şey olmadı sende ye, deyince
Adem (aleyhis-selam):
“Ben yemem” dedi.
İblis ise, Allah'u Teala’nın adı üzerine yemin
ederek:
“Ben size öğüt veriyor, sizin iyiliğinizi
düşünüyorum” dedi.
Adem, gerçekten öğüt sandı. Yasağı unutarak
meyveden yedi. Bütün elbiseleri açıldı ve ikisi de utandı.
O zaman Allah, şeytanı cennete soktuğu için yılana
lanet etti. Onun güzel olan yüzünü değiştirdi, dört ayağını kesip onu toprakta
karnı üzere süründürdü.
Böylece bu dört canlı (Adem, Havva, İblis, Yılan)
hepsi cennet-ten çıkarılıp yeryüzünde değişik yerlere indirildiler.
Bu durum ayette şöyle anlatılmaktadır:
“Bazınız bazınıza düşman olarak yeryüzüne ininiz.”
YERE İNİŞ VE YAKARIŞ
Yeryüzünde yüksek bir dağa inen Adem (aleyhisselam),
günahına pişman olarak kırk gün yemedi, içmedi.
Bu ağlayış ve yakarış tam yüz yıl sürdü. Sonra
Allah'u Teala ona rahmet etti ve tevbe etmesi için bir takım kelimeler öğretti.
“Derken Adem rabbinden bir takım kelimeler alıp
yalvardı, hemen rabbi onun tevbesini kabul etti. Tevbeyi kabul eden ve rahmet
eden ancak O’dur.” (Bakara
Suresi: 37)
Allah'u Teala bu kelimelerle dua eden Adem (aleyhisselam)’ın
dua sını kabul etti. Tevbesi kabul olan Adem, yüz yılda sevincinden ağladı.
Zahmetli dünya hayatında uğraşmadan, zahmet
çekmeden nimet bulunmadığı için Cebrail, Ademe tarifle değirmen kurdurdu.
Sonra Allah'u Teala, Adem (Aleyhisselam)’a
buğday ektirip bir günde yetiştirdi. Cebrail’de buğdayı değirmende öğütüp un
yapmasını söyledi, o da öyle yaptı. Sonra Cebrail unu hamur yapıp ateşte pişir-mesini
öğretti.
Daha pek çok şeyi Cebrail’den öğrenen Adem (Aleyhisselam) dün-yada
zahmetle nimetlenmenin kendi hatasına karşılık olduğunu bildi. Ve böylece dünya
hayatına başlayıp insanlardan ilk çile çeken, her şeyi ilk yapan o oldu.
İBLİS’İN ALLAH’A
NİYAZI
Cennetten kovulup meleklerin arasından çıkarılan
iblis, Allah’a şöyle yalvardı:
“Ya Rabbi! Bunca yıl ibadet ettim. Sonunda bana
lanet edip mülkümü elimden aldın ve onu düşmanıma (Ademe) verdin. Peki bana
hiçbir isteğimi vermezmisin” dedi. Allah:
“Ey melun benden ne dilersin” dedi.
İblis:
“Bana dirilme vaktine kadar mühlet ver” dedi.
Allah'u Teala “Sana kıyamet gününe kadar mühlet verdim”
dedi.
KABİL VE HABİL
Kabil kötülük sahibi günahkar davranışlı olan bir
kişiydi. Habil ise Hakka yönelmiş salih, derviş bir kişiydi.
Aralarında bazı anlaşmazlıklar vardı. Ölümle
sonuçlanan bu anlaşmazlığın sebebi ikidir.
İlki:
Adem ile Havva validemizin bir çok çocukları oldu.
Hepsi de ikiz olarak dünyaya gelirdi. Bu ikizlerin biri kız, diğeri de erkek
olurdu.
Bir senede Kabil ile ikiz kız kardeşi dünyaya
geldi. Daha sonra da Habil’le ikiz kız kardeşi dünyaya geldi. Adem (Aleyhisselam) doğan
her çocuğu ötekinin ikiziyle evlendirirdi. Bu kez de öyle yapmak istedi, fakat
Kabil ikizinin Habil’e verilmesine karşı çıktı.
Adem (Aleyhisselam) onlara
kurban hediye etmelerini söyledi. Kimin kurbanı kabul edilirse o güzel kız onun
olacaktı.
Kabil ekinci ve çifçiydi. Habil ise çobancı, koyun
sürüsü vardı.
Habil, sürüsünden en güzel koyunu seçip verirken,
Kabil en kötü buğdayı verdi. Gökten inen ateş, Habil’in kurbanını yedi,
Kabil’inkine ise yanaşmadı. Kabil anladı ki kurbanı kabul edilmedi ve Habil’e:
“Muhakkak seni öldüreceğim” dedi.
Habil ise:
“Kim takva ve ibadet sahibi ise Allah onun
hediyesini kabul eder. Sen bana elini uzatsan da ben sana uzatacak değilim.
Çünkü ben Allah’tan korkarım” dedi.
Sonunda Kabil, kardeşi Habil uyurken kafasını taşla
ezerek onu öldürdü.
Öz kardeşini öldüren Kabil, bunu babasının
duyacağından kork-muş ve cesedi ne yapacağını bilememişti. Onu çuvala koyup bir
sene taşıdı. İyice pişman oldu.
Sonra Allah'u Teala ona kardeşini nasıl defnedeceğini
göster-mek için iki karga gönderdi. Kabil’in bakışları arasında kavgaya tutuşan
kargalardan biri diğerini öldürdü. Öldüren karga bir çukur kazıp ölen kargayı
içine attı ve üzerini kumla örttü. Bunları gören Kabil, karga kadar aklı
olmadığına içerlendi ve:
“Bir karga kadar olamadım, bana yazıklar olsun” dedi
ve kalkıp aynı şekilde kardeşini gömdü.
Hacca gidişinde oğullarını Kabil’e teslim eden Adem
(Aleyhis-selam) dönüşünde Habil’i bulamayınca onu Kabil’in
öldürdüğünü anladı ve ona lanet ett. Bu olaydan sonra Kabil’in yüzü simsiyah
oldu.
ADEM (Aleyhisselam)’IN VEFATI
Adem (Aleyhisselam)’ın
ömrünün bin yıl olduğunu söyleyenler çoğunluktadır.
Adem (Aleyhisselam)’a
zürriyeti gösterildiği zaman peygamberler zümresinden bir peygamberin
ağladığını gördü ve adını sordu. Davud’ dur, bu ağlayışı hata işleyeceğindendir,
ömrü de 60 yıldır, denildi.
Adem Davud’a acıyarak:
“Ya Rabbi! Benim ömrümden kırk yılını Davud’a ver”
dedi. Allah, Adem’in duasını kabul etti ve Adem’e de senin ömründen kalan yüz
senedir” buyurdu.
Bundan sonra Adem (Aleyhisselam) ömrünü
sayar, ne kadar geçti ne kadar kaldı diye hesab ederdi. En sonunda yüz altmış
yıl tamam oldu, ölüm meleği Adem’e geldi ve canını alacağını söyledi. Adem (Aleyhisselam):
“Yanıldın! Daha benim kırk yıl yaşamam gerek” dedi.
Ölüm meleği ise:
“Hani sen kırk yılını oğlun Davud’a vermiştin”
deyince Adem: “Vermedim” dedi. Allah’ta:
“Ey Azrail’ Adem’in ömrü yüz seneye tamam olsun,
bırak” buyur-du.
Adem (Aleyhisselam)
ölmeden önce oğullarından en sevgili olanı-nı yani Şit’i yanına çağırdı ve ona
vasiyette bulundu.
Ve sonunda Adem’de öldü. Cebrail, Adem (Aleyhisselam)’ı
yıkayıp kefenledi ve Şit’e:
“Onun halifesi sensin, namazını sen kılmalısın”
dedi.
Sonra Şit namazını kılıp Cebrail (Aleyhisselam)’ın
öğretmesi üzeri-ne bir kabir kazıp babası Adem’i gömdü.
Ölünün ardından yapılan tüm bu işlemler, adem
oğullarına adet oldu.
< Önceki | Sonraki > |
---|