.

.

E-posta Yazdır PDF

YUSUF (Aleyhisselam)

kuyu1.jpgYakub (Aleyhisselam)’ın on iki oğlu vardı. Bunların içinde en fazla Yusufu severdi. Onun Yusuf’a olan bu sevgisini diğer kardeşler kıskandılar ve Yusuf’a kin bağladılar. Yusuf, on iki yaşında iken rüya-sında ay ve güneşin, onbir yıldızla birlikte kendisine secde ettiğini gördü. Sabah olunca rüyasını babasına anlattı. Babası:
“Sakın kardeşlerine bu rüyandan bahsetme, sonra sana hile düşünürler” dedi.
Yusuf bu rüyayı kimseye anlatmadı ama kardeşleri bunu haber aldılar. Bir araya gelip onu öldürmeye karar verdiler. En büyükleri olan Yahuda onlara:
“Onu öldürmeyin. Öldürmek büyük bir iştir. Onu bir kuyuya bırakın” dedi. Onlar da öldürmeyip kuyuya bırakacaklarına dair söz birliği ettiler.
Babalarının yanına gidip “Yusuf’u bize kat. Yarın bizle gelsin oynasın, hava alsın” dediler.
Yakub (Aleyhisselam):
“Hayır onu size teslim edemem”

Dediler ki:
“Ey babamız! Sana ne oluyor ki Yusuf’a karşı bize güven-miyorsun. Halbuki biz onun iyiliğini isteyenleriz”
“Sen onu yarın bizimle gönder, gönlünce gezsin oynasın. Elbette biz onu koruyup gözetiriz.”
Dedi ki:
“Sizin onu götürmeniz gerçekten beni üzer ve siz ondan habersiz iken onu kurdun yemesinden korkuyorum”
Dediler ki:
“Biz kuvvetli bir topluluk olduğumuz halde onu eğer kurt yerse, artık şüphesiz biz elbette hüsrana düşmüş kimseleriz”
Yakub (Aleyhisselam):
“Siz oyuna dalarken onu kurt kapar” dedi.
Kardeşler ise:
“Biz güçlü bir topluluğuz, onu koruruz dediler. Bu sözler üzerine Yakub (Aleyhisselam) razı oldu ve Yusuf’u onlarla birlikte gönderdi.
On kardeş Yusuf’u alarak kıra gittiler. O sıralar 12 yaşında olan Yusuf’un gömlediğini çıkarıp kuyuya bırakmak istedikerinde o:
“Ey kardeşlerim beni böyle çıplak halde nasıl kuyuya bırakacak-sınız” dedi, onlar ise hiç aldırış etmediler, beline ip bağlayarak kuyuya sarkıttılar.
Kuyunun ortasındaki kayaya oturan Yusuf, gönlünü Allaha teslim etti ve öylece beklemeye başladı.
Kardeşleri ise koyun keserek kanını gömleğe sürdüler. Yatsı vakti olunca ağlaşarak babalarına geldiler.
“Ey babamız biz yarış yapıyorduk. Yusuf’u da eşyalarımızın yanında bıraktık. Hemen onu kurt yemiş, işte kanlı gömleği” deyip gömleği babalarına gösterdiler.
Yakub (Aleyhisselam) gömleğe bakıp, hiç parçalanmamış olduğu-nu görünce onların hile yaptıklarını anladı ve:
“Artık bana sabır etmekten başka bir şey düşmez” dedi.
Yusuf üç gün kuyuda kaldı. Dördücü gün oradan geçen kervan-cılar kuyudan su çekmek istediklerinde kuyuda bir oğlan olduğunu gördüler, hemen onu çıkardılar.
Ona “sen kimsin, burada ne yapıyorsun?” dediler. Yusuf’ta:
“Ben Kenan ilinde oturan bir kişinin çocuğuyum. Hiç suçsuzken kardeşlerim beni bu kuyuya attılar” deyince onlar durumu anladılar, onu alıp kervanın yanına getirdiler.
Öte yandan Yahuda, kardeşlerini ikna edip Yusuf’un halini yokla-mak için kuyuya geldiler. Baktılar ki kuyunun içinde kimse yok. İleride kervanı gördüler. Yanlarına vardılar Yusuf’ta oradaydı.
Yahuda, ötekilerine “bu çocuk neyinizdir” deyince Yusuf’u kuyu-dan çıkaran kişi:
“O benim kölemdir” dedi.
Yahuda, “hayır o bizimdir. Bizden kaçarak buraya gelmiştir” dedi.
Onlarda “madem öyle onu bize satın” dediler. Kardeşleri de onu çok ucuz bir para karşılığında sattılar.
Bu kafile Yusuf’u alıp Mısıra esirler pazarına götürüp sattı. Esirler arasında onu gören Mısır Azizi, hiç çocuğu olmadığından onu alıp evine götürdü. Karısı Zeliha’ya:
“Bunu al büyüt, belki onu evlat ediniriz” dedi.
Yusuf, Aziz’in evinde altı yıl kaldı. Gittikçe güzelleşiyordu. Bu güzellik karşısında sabredemeyen Zeliha onun nefsinden murat almak istedi. Yusuf ise ona iltifat etmedi.
Zeliha hazırladığı özel odaya onu davet etti, sonunda kötü işi işlemesi için çağırdı.
Yusuf aleyhisselam, hemen Allah’a sığınarak kapıya doğru koştu. Zeliha da peşinden kapıya koştular. Yusuf kaçıp kurtulmak için, kadın da onu yakalamak için kapıya koştu. Nihayet kadın onu gömle-ğinden yakaladı. Çekmeye başlayınca gömlek arkadan yırtıldı.
Böyle çekişirken kapı önünde kadının kocasına rastladılar. Kadın kendini temize çıkarmak için hemen:
“Senin ailene kasıtta bulunanın cezası zindana atılmaktan başka nedir” dedi.
Yusuf ise, “Ben değil, o bana kast etti” dedi. Kadının akrabaların-dan biri şahitlik etti ve:
“Eğer Yusuf’un gömleği ön taraftan yırtılmışsa kadın doğru söyle miştir, eğer arkadan yırtılmışsa Yusuf doğru söylemiştir” dedi.
Gömleğin arkadan çekilip yırtıldığını gördüğü zaman kadının kocası:
“Doğrusu bu sizin hilenizdir. Gerçekten kadınların hilesi pek büyüktür” dedi.
Bu olay, bütün kadınlar arasında yayıldı ve herkes Zeliha’yı ayıpladı. Kadın çok utandı. Onlara bir davetçi gönderdi. Yemekler hazırladı,her birinin eline de bıçak verdi.
Yusuf’a da:
“Ben sana haber edince yanlarına gir” diyerek tenbihledi. Kadın-lar ne zaman ellerine bıçakları alıp meyvelerini soymaya başlayınca Zeliha Yusuf’a:
“Yanlarına gir” dedi.
Yusuf yanlarına girip, onu gördüklerinde, gözlerinde büyüttüler ve ellerini doğramaya başladılar, bir yandan da:
“Haşa! Bu insan değil, üstün bir melektir” dediler.
O vakit Zeliha:
“İşte beni ayıplayıp durduğunuz kişi budur. Ve eğer dileğimi yap-mazsa mutlaka zindana atılacaktır” dedi. Kadınlar da Yusuf’a nasihat-ta bulunup:
“Onun sözünü dinle. Bu zindana girmekten daha hayırlıdır” dedi-ler. Yusuf ise:
“Rabbim, zindan bunların beni çağırdıkları şeyden daha hayırlı-dır. Beni bunların fitnesinden koru” dedi.
Halkın dedikodusundan sebep onu zindana attılar. Ve böylece Yusuf’un zindan hayatı başladı. Onunla birlikte iki kişi daha girmişti ki bunların biri Kıralın şarapçısı Nöbo, diğer de aşçısı Melhap idi.
Yusuf zindanda hastalara ilaç yapıyor, rüya tabir ediyordu. O sıralar zindana atılan sultanın aşçısı ile şarapcısı rüya gördüler. Gelip rüyalarını Yusuf’a anlattılar. İlk olarak şarapçı:
“Ben rüyamda şarap sıkıyor gördüm” dedi. Öteki de:
“Bende başımın üstünde bir tepsi ekmek gördüm. Kuşlar o ekmekten yi-orlardı”
Yusuf rüyalarını şöylece tabir etti:
“Şarap sıkan tekrar aynı işine dönecektir. Diğeri ise asılacak, başından kuşlar yiyecektir.”
Hakikat dediği gibi oldu. Şarapçısı eski işine döndü. Aşçı ise asıldı.

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.