Bundan yaklaşık 15 sene evvel efendi hazretlerimiz daha genç
ve sıhhatli olduğu zamanlarda (rabbim mübarek bedenlerini eski sıhhat ve
afiyetlerine kavuşturup bizlerede istifade etmeyi nasibetsin) İsmail efendi
camiinde özellikle büyük hocaefendilerin katıldığı usul’ü fıkıh derslerinin
tertip edilmesini ve (Allah-u Teâlâ uzun ömürler versin) Şaban efendi’ninde
orada ders okumasını emretmiştir. Bizler o zaman son sınıf talebesi olduğumuz için
o dersleri arka sıralarda dinlemek ve istifade etme şerefine nail olmuştuk.
Efendi hazretlerimiz derse geldiğinde orada
Efendi hazretlerimiz dersleri pür dikkat dinler bazen sorular sorar, bazen izahatlar yapardı. Derse katılanların gönlünü hoş etmek için çeşitli ikramlarda bulunmalarını söylerdi ve ders bitiminde kimi zaman meyve ikramı kimi zaman da çay yahut kahve ikram edilirdi. Efendi hazretlerimizin, üstünden biraz içtiği bardak, derse katılanlar tarafından elden ele dolaşır sünnet olsun ve teberrük için içilip bitirilirdi. Efendi hazretlerimiz bu derslerde ve diğer mektubat derslerinde uyku hali gelmesin diye göğsüne gelecek şekilde yüksekçe tabureye benzer bir şeye yaslanır uyanık kalmaya çalışırdı, hemde geceleri çok az uyumasına rağmen. Ben gibi bütün cemaatte bu duruma hayret ederdi. Bu yaşta bu ne gayret bu ne aşk ve şevk ya rabbi! İnsan gerçekten anlamakta zorlanıyor. Ya rabbi! Ne olur bize de bu hali ihsan eyle.
Hatta o zamanlar efendi hazretlerimizin Yavuz Sultan Selim camiinde yaptığı Pazar sohbetlerinde kalabalık olduğu için talebeler tam istifade edemiyorlar diye İsmail ağa camiinde cuma akşamları sadece talebelere özel sohbet yapardı. (İnşallah o sohbetlerde aldığımız notları bir ara burada yayınlarız) Kısacası bu şeriat ilimlerinin ne kadar kıymetli ve ehemmiyetli olduğunu sadece O’nun tavırlarına bakarak anlamak mümkündü. Rabbim O’na layık olmayı ve Ondan hakkı ile istifade edip kıymetini bilmeyi cümlemize nasib etsin.
< Önceki | Sonraki > |
---|