-N-
Nafile: Fazlalık, farz ve vaciblerden başka ibadetler.
Nasut: Dünya alemi. Lahut, mana alemi.
Nasib: Hisse, pay. Manevi hisseler, feyizler.
Nazar: Bakış. Manevi nazar, mürşidin manevi bakışı.
Nazar ber kadem: Gözlerin ayağa bakması. Kalb huzurunu elde etmek için gözü
muhafaza. Manevi seferde gözün baktığı yere adımını atmak.
Nefes: Soluk. Manevi üfürüş.
Nefh: Üfürmek. Nefha: Üfürmek.
İsrafilin sura üfürmesi.
Nefs: Benlik, öz kişilik. Kötü huyların mahalli. Kötülüğü emreden nefse, nefsi
emmare denir. Onu terbiye ancak sünneti seniyyeye tabi olmakladır.
Nefy: Yok etmek, silip atmak. Lâ ilâhe, denildiğinde, Allah’tan başka ne
varsa, itibardan silinip atılır. İllellâh demekle, sadece Allah’ın varlığı
isbat edilir.
Nida: Haykırış, davet.
Nigâhdaşt: Muhafaza etmek. Kalbi masivadan korumak. Rabıta ile kalbi
muhafazaya çalışmak.
Nikab: Peçe, örtü. Mevla ile aramızdaki engeller.
Nisbet: İlgi, alaka. Nakşilerde Allah ile olan huzur. Bu, ashabı kiramın
Efendimiz ile olan alakasına dayanır. Devamlı olursa, huzuru daimi derler.
Nokta: Hakiki bir, hiçbir şeyle birleşmemiş.
Nübüvvet: Peygamberlik.
Nüceba: Seçkin kimseler. Kırklar.
Nükeba: Görevlendirilmişler, denetleyiciler.
Nüsha: Kopya, örnek. Nüshayı camia: Pek çok hakikatleri kendinde toplayan,
insan.
Pir: Yaşlı, ihtiyar. Şeyh efendi.
Rab: Terbiye eden, sahip olan, malik. Kainatın Rabbi, her şeyi yoktan var
edip kemale erdirmektedir.
Rabıta: Bağlantı, kalbin bir şeye takılı olması. Müridin, mürşidini hatırında
tutması. Böylece mürşidin kalbinden
feyze nail olur.
Rabıta tarikatın temelidir, bütün kemalatlar rabıtanın
bereketiyle hasıl olur. Rabıta yapılan zat kamil olursa, kişi onun nurlarının
aksiyle kemale erer. “Kişi sevdiği ile beraberdir.” Hadisi şerifine göre
rabıta üzere olununca, arada uzaklık engel olmaz. “Sadıklarla beraber olun.”
Ayeti kerimesine göre, uzakta olanla için rabıta emredilmiş olur. Zira orda
bedenlerin bera-berliği mümkün olmaz, ancak gönül birliği olur.
Rah: Yol.
Rakib: Gözeten.
Rakik: İnce, hassas. Rikkat: İncelik.
Raks: Dönmek, sema ve nağme ile deveran etmek.
Ran: Kalbteki pas.
Reca: Umut, Allahın rahmetini ummak.
Redi: Alçak, düşük.
Rumuz: İşaretle meramı anlatmak.
Rusum: Adetler, merasimler.
Rey: Görüş, fikir.
Rida: Örtü, cübbe.
Rîh: Rüzgar, yol.
Riya: Gösteriş.
Riyaset: Makam sahibi olmak, baş olmak.
Riyazat: Nefis terbiyesi için az yemek, az uyumak, az konuşmak gibi fiilleri
işlemek. Meşakkatli şeyleri yapmak.
Rucu’: Geri dönmek.
Ruhsat: İzin, kolaylık göstermek.
Rukûn: Meyletmek, dayanmak.
Ru’yet: Görmek. Allahu tealanın ahırette görülmesi hadisesi.
< Önceki | Sonraki > |
---|